Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Olmasaydı sonumuz böyle..

Bugün Samsunspor'un kara günü. Kulübün efsane başkanı, altyapıdan çıkarttıklarıyla adından söz ettiren, lobilere karşı dimdik duran başkanımız, İsmail Uyanık görevi bıraktı. Yazılacak çizilecek çok şey var ama amatör futbol ruhu, endüstriyel futbola mağlup oldu. Endüstriyel futbol canavarı bir kulübü daha yuttu. Futbol ve spor keyfi bir kere daha paraya yenildi. Çok yazıp çizecek bir şey kalmadı. Endüstriyel futbol ile amatör ruhu birleştirip 89 ruhunu yeniden yaşama şansımız vardı, kaybettik. Geçmiş olsun. Çok uzatmayacağım, ben Uyanık başkan dönemini hatırlamam sadece çıkarttığı altyapı oyuncularını bilirim. Onlardan biri 2002 dünya kupasında ortalığı yaktı. Samsunsporun amatör ruhuna elveda. Merhaba Yılport Samsunspor A.Ş. Olmasaydı sonumuz böyle. Yasin Furkan Yılmaz İstanbul
En son yayınlar

Şovmenliği bırakın, işinizi yapın.

Bugün Samsunspor'umuzun 12. hafta mücadelesi vardı. Stada şöyle bir göz gezdirdiğimde bomboş bir stad vardı. Maçla alakalı aklımda kalan tek güzel detay "Batı Alt". Yapılan koreografi, pankart... Tek kelimeyle mükemmel. Bugün maçı yazmayacağım, neyini yazalım ki. Gelen geçenin salladığı, 3 as oyuncusundan yoksun Hacettepe'yi zorla yendik. Bahattin'in 2 hatta 3 tane net pozisyon kaçırmasını saymıyorum bile. Hangisini atacaksın? Takımın en iyisi Caner'di. Şimdi bu haftaki olaya gelelim. Neyi konuşacağız. Gökhan Meral, Yalçın Kılınç ve İlyas Kubilay Yavuz. Kimsiniz lan siz?! Kaç kuruşluk adamsınız. Şahdınız, şahbaz mı oldunuz? Pepe misiniz, Marcelo mu, Messi mi? Hepi topu biz tarafından egonuz uçuruldu. Bu liglerden başka yerde oynayamayacak vasat adamlarsınız. Bu ligden çıksak sizi tutar mıyız? Kimsiniz oğlum siz el kol yapıyorsunuz? Küfür eder gibi şov yapıyorsunuz. Hepiniz dua edin bu şehir 6222'nin en sıkı uygulandığı şehir. Yoksa ne o kafelerde rahat

Son Fırtınaların Ardından

Takvim yaprakları 1991 senesini gösterdiği dönemde kulüp başkanlığına seçilen İsmail Uyanık 1991-2001 yılları arasında 10 sene kesintisiz Samsunspor başkanlığı görevini üstlenmiştir. Bu süre zarfı içinde Türkiye 2. Lig şampiyonluğu, balkan kupası şampiyonluğu, İnter toto kupası yarı finali ve TSYD kupası şampiyonluğu yaşamış bir isimdir. Bu parıltılı günlerin ardından başkanlık görevinden ayrılan İsmail Uyanık’ın yerini  kim devraldıysa takım inişli çıkışlı günler geçirmiş ve bu gidişat sürekli olarak  kötüye doğru gitmiştir. Devreye bürokratlar bile dahil olsa da bu gidişat bir türlü durdurulamamıştır. O zor günlerin içinde tek başarılı sayılacağımız 2011 senesinde gelen birinci lig şampiyonluğudur. Ancak karabulutlar Samsunspor’un üzerinden ayrılmamış  Süper lige yükseleli henüz 1 yıl olmuş olmasına rağmen lige tutunamamış ve  sene sonunda yine şehrin gözyaşları arasında bir alt lige düşerek daha kötü günlerin geleceğinin sinyallerini vermiştir. Geçen o sıkıntılı günler içinde takımı

'Hoca'sız Samsunspor, deplasmanda esti

Samsunspor, ligin 11. haftasında rakibinin 6 puan gerisinde maça çıktı. Bu sefer aynı saatte maçların başlaması nispeten daha iyi oldu diyebiliriz. Rakibin önceden oynayıp kazanması beyzadelerin(!) üstünde baskı oluşturmuş olabilir. İlk yarıda baskın, yüklenen, saldıran özellikle Guido'nun kanadından sürekli rakibini zorlayan Samsunspor bir türlü son vuruş kıvamına getiremedi topu. Guido'nun kaleciden dönen şutu ve Ferhat'ın son dakikada dışarı attığı top akıllarda kalan pozisyonlardı. İlk yarıda Zonguldak'ın da göze çarpan hatta birini Nurullah'ın net çıkardığı iki pozisyonu var. İkinci yarıya başlarken Samsunspor'da ilk yarıda etkisiz olan Atabey'in yerine Ahmethan girse de ikinci yarının başında sanki bir tık daha rakibi üstün izledik. Ben dahil herkesin eleştirdiği Bahattin'in gol atması hepimizi şaşırtmış olabilir. Ama bakın şu yönden bakalım, Samsunspor, İnegöl maçındaki gibi yine son vuruş beceriksizliğinden çekecekti ki yine savunma ve kaleci

Ahmethan Meleği

Samsunspor'umuz Türkiye kupasında Gümüşhane ile karşılaştı. Nispeten rotasyonlu bir kadro ve bir beden eğitimi öğretmeni ile Gümüşhane'ye gitti. Burada hocamızı aşağılamak değil amaç. Farklı bir konuya değimmek istiyorum. Oynanan oyun tatmin edici, alınan skor da gayet güzel ve Samsunspor'umuz sanırım 2015'ten beri ilk defa son 32 turuna kaldı. Gümüşhane ligin zayıf ekiplerinden biri ve onlar da nispeten yedek çıktılar. Ancak hocasız bir takım, kaos ortamında rakibe 3 gol atmak ve üstün oyun oynamak gayet değerli. Takımı şahsen beğendim. Peki, şimdi asıl konuya gelelim? "NEYDİ OĞLUM DERDİNİZ?" diye sorarlar adama. Haftasonu neredeydiniz? Ya da şöyle diyim eski hocamız neden bugün 2 gol atan Ahmethan'ı hiç forvet oynatmadı. Geçen sene 15 gol atmış bir oyuncu en azından 1 kere forvet başlamayı hak etmedi mi? Ya da benim bile yeri gelip çok eleştirdiğim oyuncu Onur neden hiç ilk 18e bile giremedi. Dakika 89 da bile oyuna girmeyi hiç mi hak etmedi? Samsu

Hafta değerlendirmesi

Haftaya başladığımızda lider Manisa’nın 4 puan gerisindeydik. Şampiyonluk yolunda en güçlü rakibimizin puan kaybı yaşamasını ümit ettiğimiz hafta onlar kazanırken biz geçen sene 1 puan bile alamadığımız Sancaktepe ile kendi evimizde, kendi seyircimiz önünde oynuyorduk. Haftalardır ısıran, basan ve mücadele eden bir takım görmeyi arzularken adeta sahada gezinen, pozisyon üretemeyen bulduğu pozisyonlarda da son pasları ve vuruşları yapamayan bir futbolcu topluluğu izledik.  Sonuç yine puan kaybı ve hüsran. Liderle aramızdaki puan farkı 6 ya yükseldi. Bu güne kadar her koşulda takımını destekleyen taraftarlar da artık bu durumdan iyiden iyiye rahatsız olmaya başladı ki sonuna kadar haklılar. Maçın ardından Teknik Direktör İrfan Buz istifasını sundu ve bu istifa yönetim tarafından anında kabul gördü. Şimdi tüm problemler çözüldü mü? Tabi ki hayır. Futbolcuları kendine getirecek hamlelerde illaki olacaktır. Bu kulübü ve şanlı armayı hak etmeyenlerin bileti kesilecektir. Takımın bu durumu h

Maya problemi

                      Maya neden tutmuyor ? Çok sıkıntılı ve çalkantılı bir haftayı geride bıraktık.Manisa F.K’nın dolu dizgin ilerleyişiyle birlikte bu hafta evimizdeki 3 puan kaçınılmaz bir gereksinimdi.Taraftar her zamanki gibi yerindeydi ve artık sürekli bahsedilen  o “ısıran” futbolu seyretmek istiyordu.Ancak sonuç berbat ötesi bir oyundu.Tribünde çıldırmadan oturabilmek elde değildi.Pas trafiği yok , organize atak yok ve en acısı da mücadele yok... Oyunu uzun uzun ele alıp eleştirecektim ama İrfan Hocanın istifasıyla bunu çok fazla konuşmaya gerek duymadım.Olayı kendimce “bu kadro bir hocayı daha yedi” diyerek özetledim.Maç sonrası İrfan hocanın bundan sonra tutmayacağını söyleyip gitmesini isteyenlerden biriydim.Ancak bu onun art niyetli olduğunu düşündüğümden değil ,takımdaki otoriteyi koruyamadığını düşündüğümdendi.10 haftadır bahsettiği “ısıran” aynı zamanda savunan futbolun zerresi yoktu.Olmuyordu , maya tutmuyordu.Daha fazla ısrar edilmeden yolların ayrılması da iyi oldu